28 Aralık 2011 Çarşamba

İlter kalemi bırakmıyor Falkland Adaları 16.12.2011

Yazdıklarıma kimse inanmayacak biliyorum ama, Allahtan şahidimle aynı yatağı paylaşıyoruz. Gemiye çıktığımız üzerinden bir iki gğn geçmedi, ben sabahları saat 06:00’da uyanır oldum.! Tabii ki bu kıyamet belirtilerinden sayılabilir. Daha daa ilginci uyandıktan 15-20 dakika sonra sıkıldığımdan olacak, en güzel uykusundaki karımın böğrüne böğrüne dirsek atıp onu erkenden kalkıp sabah sporumuzu yapmaya davet ediyorum. Gözlerini yarı aralayıp bana anlamlı anlamlı bakmasından beni ne kadar çok sevdğini anlamadığımı sanıyor. Ama sıkıysa itiraz etsin, ağzından çıkacak tek cümlelik bir itirazı bahane edip ömür boyu öğlen üzeri uyanma hakkımı kullanacağım kesin. O da bunu bildiğinden susuyor. Gemi, bu sabah Falkland adalarına yaklaşırken de uyandım ama , bir gün önceki benim ısrarımla açık güvertede rüzgar altında yürümekle oluşmuş kırgınlığımız, beni yatağa mıhlamıştı. Yataktan saat 08:00 gibi kalkabildik.

Hava oldukça sertleşmiş, rüzgar 7-8 bofor hızla esiyor ve deniz çalkantılıydı. Sonradan öğrendik ki biz uyurken kaptan belli ki çok tereddüt etmiş Falkland’a demir atıp atmamaya. Hatta bir önceki turda Veendam burayı pas geçmiş, yani durmamış. Bunları Falkland Adasında bizi penguenlere götüren özel turumuz şöförü güzel, geveze ve tombul hatun anlattı. Ona göre bu adaların rüzgarı zaten meşhurmuş. Hatta bir seferinde (5 yıl önce) gemi yolcularının yarıdan çoğu indikten sonra hava patlayınca, gemi demir taramış. Bu nedenle de demir alıp açığa gitmiş ve geceyi orada geçirmiş. İnmiş olan yaklaşık 1000 yolcuyu da ada sakinlerin ister istemez evlerinde misafir etmişler.

Falkland Adalarında bizim gemi gibi büyük gemilerin yanaşabileceği bir iskele yok. Bu nedenle de gemi açıkta bir koya yanaşıp demirliyor, o da yetmiyor ‘’demir üzerinde makine çalıştırarak’’ sabit kalıyor.
İlter sözü : Denizci olmayan uluslar dünyada söz sahibi olamazlar…

Geminin cankurtaran botları yolcuları alıp karaya çıkarıyorlar.  Böylece  de her an çalışır durumda oldukları fiilen denetlenmiş oluyor. Cankurtaran botları dediğimiz filikaların her biri 150 yolcu kapasiteli, çift makineli, çift uskurlu birer katamaran.
Falkland’a çıkışımız zaten sorunlu başlamıştı. Saat farkı mı yoksa başka bir şey mi bilmiyorum ama Holland America Lien’ın Veendam gemisi ilk kez organizasyonda ciddi hayayı burada yaptı. Bir gün önce saat 10:00’da karaya çıkı başlayacağını duyurmuşlardı. Ama 08:45’de başladı karaya çıkış ama bu defa da müşteri bulamadılar. Derken dış tur almayanları da ücretsiz karaya taşıyacaklarını anons ettiler, ama insanlar kendilerini ona göre hazırlamışlardı. Biz bile, çağrıya uyamadık. Tam 2 saatlik bekleme sonrası bota binip Port Stanley’e çıktık.
Bizden 2 bot sonra da hava ve deniz koşulları nedeniyle karaya çıkışlar iptal edilmiş. Bizim dönüşümüz de oldukça zor oldu Doğrusu Falkland Adalarının ne görülecek bir yanı ne de bir güzelliği var. Hiçbir özelliği de yok. Nufüs 2400 kişi. Özellikle yetiştirilmiş birkaç ağaç dışında bitki yetişmiyor. Zaten o rüzgarda hangi canlı yaşar ki?
Pasifik Okyanusunu Atlantik Okyanusuna bağlayan Panama kanalı açılmadan önce çok önemli imiş. Çünkü deniz ticaret yolunun en riskli kısmı olan Cape Horn ve Magellan Bopazından önceki tek gemi bakım ve ikmal merkeziymiş. Şimdilerde umutlarını 2014’te çıkarılması planlanan petrole bağlamışlar.
Falkland’da sadece  50 dakikalık internet bağlantısı için 10.- GBP ödedik. Gemimizde en ucuz bağlantı ise 250 dakika için 100.- USD, o da bağlanabilirsen J

Gemiye dönüşümüz de oldukça tehlikeli oldu, 8-10 bofor  esiyor ve dalga yüksekliği 2-3 metre. Falkland Adalarından planlanandan 2 saat geç hareket edebiliyoruz. Hareket öncesi 12 bofora ulaşan rüzgar şiddeti, şimdilerde (gece saat 02:00) hızını 6 bofora indirmiş durumda ve geminin başından esiyor.
Bu gece, yarın, yarın gece, ertesi gün ve ertesi gece denizdeyiz. Hedefimiz Montevideo, yaklaşık 1000 mil uzakta. Gemimizin azami hızı 21 mil/hr.   Allah selamet versin.
‘’Allah selamet versin’’ Türk denizciliğinin geleneksel bir dileği…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder