Bu sefer Kolej'den fazla katılım yok, nedense ?!, sadece biz ve tabii ki Kamil ve oğlu Can.
Halbuki Sibirya'nın başkenti, insan nasıl da merak ediyor di mi? :)
2 Haziran Pazar günü akşam saat 20:00 civarı Istanbul'dan Novosibirsk'e THY ile uçmaya başladık.
Hepi topu 4,5 saatlik bir uçuş, bizi yormaz diye düşünüyorduk ama aradaki saat farkını da hesaba katınca, o minik 4,5 saat uçuştan sonra oranın saati ile 05:30 gibi Novosibirsk'e vardık.
E tabi bir önceki günün de tam yaşanmışlığı ile, yaklaşık 30 saatlik ayaktalıkla, sabah sabah otelimize vardık. Önümüzde kocamaaan bir gün var.
http://www.nchotel.ru/
Uyku gözlerimizde akıyor ama olsun biz gezmeye geldik diye kahvaltımızı edip hemen dışarı fırladık.
Fakat, heyhat, değil biz 22 yaşındaki delikanlı Can bile
dayanamadı ve otele geri döndük biraz uyumak için.
Bu arada otelimiz, şehrin biraz dışında ama troleybüslerin son
durağında. Bilet ise 90 krş. Hem de yol boyu oturarak gitme imkanı var ilk
duraktan bindiğimiz için.
Otel klasik Sovyet görünümünden çok uzak, modern ve temiz bir
yer, ama çalışanlarında tabii ki İngilizce sorunu var.
İlk günümüz içinde çeşitli kereler şehre sortiler yapıp, geri
dönüp biraz daha uyuyup, yine denedik ama olmadı olmadı, Lenin Square’in de yer
aldığı ana caddeden boş boş 6 – 7 defa geçtik.
Bu arada yemek konusunda şehirde hemen hemen hiç sorun yok,
Kiril alfabesini okuyabildikten sonra, (Latin alfabesi hiç kullanılmıyor), çeşitli
dünya mutfağı örnekleri ve çok temiz
grill barlar var.
3 gün sektirmeden ziyaret ettiğimiz People’s Grill Bar ve
hemen yanında olan Friends Bar’ı övgüyle anmadan edemeyeceğim.
2. gün kendimize gelmiştik artık, çok çok bilinçli dolaşmaya
başladık.
İlk hedef Hayvanat Bahçesi : Novosibirsk Hayvanat Bahçesi’nin
dünyanın 2. Büyük hayvanat bahçesi olduğunu biliyor musunuz?
Neredeyse tam günümüzü aldı Hayvanat Bahçesini gezmek, inanılmaz
bakımlı, tertemiz, hayvanlar çok iyi şartlarda yaşıyor. Söylemeye gerek yok ama
hayatımda ilk defa gördüğüm yaratıklar da vardı, sadece resimlerden tanıdığım
hayvanlar da. Buraya birkaç resim koyuyorum ama Google’dan Novosibirsk Zoo
Görsellerine girin şahane resimler var.
Aynı akşam Opera ve Bale Sarayı’na gitmek üzere biletlerimizi
aldık. İnanılmaz bir yapı (halen Rusya’nın en büyük opera ve bale sarayı evet
Bolşoy’dan daha büyük) Yaklaşık 1800
kişilik ve teknik olarak da mükemmel donatılmış.
Şansımıza, Novosibirsk’teki bale okullarının (dikkatinizi
çekerim -okulları-), yıl sonu sunumu gibi bir gösteri.
Hem öğrenciler, hem de profesyonellerin bale yapmasını izledik,
büyülenerek. Her biri 3 ila 10 dakika arasında olan gösterilerin kimi grup olarak
kimi solo, kimi klasik, kimi modern dansvari. Yaklaşık 2 saat sürdü.
Son günümüzde ise ne yapsak ne yapsak diyerek, bir tekne
turuna çıkmayı uygun bulduk. Hiç tavsiye etmem, teknelerin kalktığı yere ulaşım
çok güç, mecburen taksi ile gittik, tekne bakımsız ve hava soğuk, bu arada OB nehrinin
iki yanında da görecek pek bir şey yok.
Genel olarak, insanlar yardımsever, İngilizce bilmemelerine
rağmen vücut dili ile anlatmaya çalışıyorlar, biz geri zekalılar anlayamayınca
da aman ööööf diyip dönüp arkalarını gidiyorlar.
Beni en etkileyen şey, insanların mutsuz suratları oldu. Hemen
hiç kimse gülmüyor. Gençler bile...
Troleybüste bir kere bir kahkaha attım, tüm yolcular dönüp,
şöförde aynadan bir baktı ki, yer yarılsa da içine girsem dedim.